Vaktiyle irfan aşığı bir zat, çok hürmet ettiği kemalli bir zata: "Bana ermiş bir veli gösterebilir misin?" diye yalvarmış. O zat da: "Haydi sokağa çıkalım, istediğini sana göstereyim" demiş. Sokağa çıkmışlar, kamil olan zat bir kasap dükkanına uğramış bir okka et kestirmiş, eti eline alır almaz: "Bu et yağlı" demiş, beğenmemiş. Kasap bir daha kesmiş, bu sefer de "Çok yağlı verdin" demiş yine beğenmemiş. Kasap bir daha kesmiş, bu defa: "İyi amma çok kemikli oldu" demiş, reddetmiş. Hulasa bir koyunu parça parça yaptırdıktan sonra "Beğenmedim bugün et almayacağım" diyerek dükkandan çıkmışlar, kasap da: "Kusura bakmayın size layık et yapamadım" diye özür dilemiş. Kamil olan zat, yanındaki zata dönerek: "Nasıl?" Demiş "İşte veli böyle olur. Koyununu parça parça ettirdik de adam gık demedi. Zira her sözü, her işi Allah'dan diliyor ve biliyor. Şimdi gel sana evliyadan birini daha göstereyim....